Gökhan Özkan

“Öncelikli Hedefim İyi Bir Kolej Takımında Oynamak”

Bu yaz ABD’den kazandığı bursla kariyerine ve eğitimine Nathan Hale High School’da devam eden genç basketbolcu Gökhan Özkan, altyapibasket.com’un sorularını yanıtladı.

Fenerbahçe altyapısında oynarken geçen yaz ABD hayallerini gerçekleştiren genç oyuncunun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

– Merhaba öncelikle bize biraz kendini tanıtmanı istiyoruz. Basketbola nasıl başladın?

Merhaba ben Gökhan Özkan. 2001 doğumluyum. Basketbola 12 yaşımdayken ailemin beni spor okuluna yazdırmasıyla başladım.

– Türkiye’de her zaman için genç sporcuların ikilemde kaldığı bir konudur. Basketbol kariyeri mi eğitim hayat mı daha önemli? Aslında asıl hedef ikisini bir arada götürebilmektir. Sen bu konuda neler düşünüyorsun? İkisi bir arada başarılı bir şekilde yürüyebiliyor mu?

Bence ikisi bir arada yürüyebiliyor. Kesinlikle okulu boşlamak çözüm değil. Türkiye’de ikisini bir arada götürmek biraz daha zor fakat gelecekte ne olacağını bilemezsiniz. Bir sakatlık yaşayıp bir daha basketbol oynayamayacak bir duruma gelince, hazırda bir meslek sahibi olmanız şart. Bunun dışında Amerika’da oynamak isteyen kişiler ders notlarını belli bir düzeyin üstünde tutmak zorunda. Ayrıca Amerika’daki üniversite takımlarında oynamak için de notlarınız yüksek olmak zorunda. Bu durum Avrupa ülkeleri için de geçerli. Bu nedenle ikisi kesinlikle bir arada yürütülmeli.

– Sana ABD’de basketbol bursu alma kararı aldıran en önemli faktör neydi?

Zaten Amerika’da oynamak her genç oyuncunun hayalidir. Benim için de her şey bir anda gerçekleşti. Geçen senenin başından beri istediğim, Amerika’da basketbol oynama hayalim 2017 yazında UBA’dan da yardım alarak gerçekleşti. Ayrıca beni yaz öncesinde özel idmanlarla ve götürdüğü kamplarla geliştiren Kadir Dağ’ın etkisi de çok büyük.

“ŞU ANDA TEK EKSİĞİM, HIZIM”

– ABD’ye gidiş sürecinden biraz bahsedebilir misin? Adım adım kısaca neler yaşandı?

Aslında beni ve ailemi en çok zorlayan kısım evrak işleriydi. Vize, okul kaydı ve uçak bileti için birçok evrak doldurduk. Bunu dışında süreç gayet basit. Vize ve uçak biletini alıp yola çıkıyorsunuz.

– ABD’de spor ve yaşam kültürünün Türkiye ve Avrupa’ya göre çok farklı olduğu hep söylenir. Uyum sağlayabildin mi ve bu süreç nasıl geçti?

Kesinlikle çok farklı. Basketbol açısından oyunun çok daha hızlı işlediğini söyleyebilirim. Bazı kurallar da farklılık gösterebiliyor. Yaşam olarak çok bir farklılık yok sadece insanlar çok daha rahat hareket ediyor, ne isterlerse onu yapıyorlar, dışarıdan gelecek yorumları düşünmüyorlar. Okul olarak da farklılık var. Liseler üniversite gibi kredi sistemi ile işliyor ve size ders seçme olanağı sunuyor ama karşılığında da düşük not alma hakkınızı alıyorlar diyebilirim. (Gülüyor)

– Kendi kendini analiz edecek olursan basketbolda hangi şeyleri iyi yapıyorsun ve hangi becerilerini geliştirmen gerektiğini düşünüyorsun?

Ben bir pivot oyuncusu olarak sahadaki herkesten daha güçlü olmak zorundayım. Aynı şekilde defans tarafında da boyalı alan bana emanet. Bu nedenle hızlı, çabuk, güçlü ve dayanıklı olmak zorundayım. Güç ve dayanıklılık olarak kendimi oldukça iyi görüyorum. Ayrıca şutlarımın da isabet oranı yüksek olduğu için şuan ki tek eksiğimi hız olarak görüyorum.